1-DEFANS HATTI: Ertuğrul Sağlam döneminde ki kırılgan savunma anlayışımız Tolunay Kafkas döneminde değişerek , katılaşmış ve özellikle güçlü rakipler karşısında basit gol yemeyen bir görüntüye kavuşmuştu. Hollanda ekolunden kopup gelen Şota'nın savunmaya daha az önem vereceğine inanırken, Şota Tolunay Hoca'dan kalan savunma anlayışını devam ettirdi. Bunu yaparken de sürekli kısa pas yapan bir defans hattı oluşturdu. Bu anlayış çoğu zaman sıkıcı bir oyun oynamamıza neden olsada özellikle geçen sezonun ilk yarısında kimsenin beklemediği bir başarı yakalamamızı sağladı.
2004-2005 sezonundan beri ilk kez 4'lü savunmamızın tamamına yakını takımdan ayrıldı.Geriye doğru dönüp hatırlayacak olursak 2004-2005 yılında savunmanın ortasında oynayan Ali turan ve Brabec ikilisinden Brabec yollanmış, Ali Turan ise kalmıştı. Ertesi sene Tarsus İdman Yurdun'dan yedek defans olarak alınan Aydın Toscali ve Johnson çoğu maçta oynamıştı. Bir sonraki sene Ali Turan'ın sakatlık sorunları düzelmeyince Uruguaylı Mendez'le takviye edilen defansla yola devam edilmişti. Ali Turan'ın Erciyesspor'da kendine gelmesinden sonra yaşlanan Johnson geri plana alınmış Arjantinli Avendano ve Koray Çölgeçen defansa monte edilmişti. Genç defans oyuncular savunmada zaman zaman şans bulmuş olsalarda Mendez ve Avendano gibi kalıcı olamamışlardı.
Tolunay Hoca'nın son yılında Şota Hoca'nınkiyle parelel başlayıp paralel bitti denebilir ve bu parelelliğin sebebi savunma bölgesine alışmış oyuncuların devre arası satılmış yada kadro dışı bırakılmış olması olabilir. O sezon gurbetçi oyuncu Serdar Kesimal yedek ve sonradan oyuna girerek takıma alıştıktan sonra Ali Turan'nın anlamsızlıları neticesinde kendini ilk 11'de buldu ve bu şansını iyi kullandı. Yine aynı sezon devre arası alınan Hasan Ali'de kendini ufakta olsa gösteriyordu. Geçen sezon başıda defansımızda yıllardır formamızı giyen 3 isim Ali,Aydın ve Toledo ayrıldıktan sonra . Defans adete yeniden kuruluyordu. Sol'da Hasan Ali, göbekte Serdar Kesimal, Önder Turacı ve Amisulahvili, sağda Hamza Çakır... Bazen sağ tarafta Serdar ve Önder'de denenmişti.
Bu seneye bakacak olursak gerçekten çok sevdiğim ve uzun yıllar formamız altında izlerim dediğim Serdar Kesimal Fenerbahçe'ye satıldı. Ara sıra güzel performans segileyen Önder'de yollandı. Taraflı tarafsız herkesin hayran Kaldığı Amisulahvili zaten bir anda tekrar Rusya'ya döndü derken, Hasan Ali Kaldırım'ada teklif olduğu basında sıkça yer buluyor. Üç ay önce Kayseri'de kısa bir sohbet yaptığım Hasan Ali'ye bence iyi bir teklif gelirse hayır diyeceğini sanmam.
2011-2012 futbol sezonuna tamamı yenilenmiş bir defansla başlayacağız ve bu oyuncuların yanına geçen seneden kalan ve uyumu kolaylaştırabilecek sadece bir oyuncu monte edebiliriz. O isim ise 2 yıldır hiç faydalanamadığımız ancak tüm tarafatarımızın sevdiği ve özlediği Eren Güngör.
Yapılan transferler şuan için gayet mantıklı. Fenerbahçe'de aradığını bulamayan İlhan Eker eğer formamızı sahiplenirse başarılı olabilir. Gürcü stoper Zurab ise rüştünü ispat etmiş ama onunda farklı bir ülkeye, farklı bir iklime ve farklı bir futbola alışmasının çok zaman alıp almayacağını kestirmek zor. Özellikle hemşerisi Amisulashvili'yi izlemiş tirbünler karşısında işi daha da zor.
Daha önce ki yazılarımda da değindiğim sağ bek sorunu en sevmediğim transfer şekli olan kiralama ile bu sezon çözülecek gibi. Fenerbahçe altyapısından yetişen Okan'ı bonservisiyle almamızı çok isterdim. Günümüz futboluna çok uygun bir yapısı olduğunu izlediğim maçlarında net şekilde gördüm. Kendine güvenen yapısı bana Serdar Kesimal'i ilk izlediğim U-21 maçını hatırlattı. Belkide yenilenen bu defans hattı daha ofansif bir anlayışla oynar çünkü solda Hasan Ali, sağda Okan "bağlasan durmaz" denilen cinsten. İkiside süratli hücumu seven rakip kaleye kenarlardan destek vermek isteyen oyuncular. Savunma konusunda Hasan Ali'nin eksik olduğu geçen sezon lig başlamadan önce belirtmiştim ama Okan'ın vereceği savunma mücadelesi için şuan net birşey söyleyemem.
Bir Kayserispor geleneği haline dönüşen "gurbette yetişmiş, hazır, genç ve ucuz oyuncu" geleneği bu sezonda aynen devam etti ve savunma bölgesine de bu geleneğe uygun isimler alındı.
Berkay Dabanlı Frankfurt'ta futbola başlamış ve buradaki alt yaş kademelerinde oynarken kendisi için güzel bir aşama olan başka bir alman takımına Bayern Leverkusen'e transfer olmuş. Leverkusen'in 2. takımında düzenli şans bulan oyuncunun yaşı 21. Berkay Türk Milli Takımınıda fazlaca şans bulamamış. Uzun boylu olması şuan söylenebilecek göz önünde ki tek özelliği.
Ömer Kulga ise Belçika patentli ve genç sayılabililir. Şuan yaşı 22 olan Ömer Jüpiler Ligde 3 yıl mücade edip Türkiye'nin yolunu tuttu. Geçen sezon 28 maçta sahaya çıkan savunmacı sadece 3 sarı kart görmüş. Berkay gibi Ömer'de Ay yıldızlı formayı giymekte zorluk çekmiş. Daha önce aldığımız GENÇ TÜRKLER'İN hemen hemen hepsi Milli takımızın alt yaş kademelerinde düzenli oynayan isimlerden oluşmuşken bu sezon defansa alınan Berkay ve Ömer'in istatistik karnelerinde böyle bir durum söz konusu değil.
Kayserispor alt yapısındn yetişen ve 2 yıldır A takımla birlikte idman yapan Mehmet Bezircioğlu acaba ne zaman şans bulupta yeşil sahada olacak gerçekten çok merak ediyorum. Eğer Mehmet yine yedek kadroda renk olsun diye kalacaksa bence 2. yada 3. ligde bir takıma kiralanmalı. Kayserispor'da Kayseri'li bir oyuncunun oynamıyor olması bugun olmasa bile ilerde mutlaka herkesin dikkatini çekecektir. Mehmet Bezircioğlu belki bir star olamaz ama üzerinde durulursa her zaman iyi bir kadro oyuncusu olabilir.
