27 Aralık 2010 Pazartesi

2004'TEN BERİ ALTIN, GÜMÜŞ VE BİDON 11'LER

  
ALTIN KARMA (T.D. TOLUNAY KAFKAS)

       Kafamda 11' ler oluşurken beni en çok meşgul eden oyuncu Ali Turan oldu. Altın mı uygun olur yoksa gümüş mü diye düşünürken, bizi en zor zamanda satmasından dolayı onu hiçbir yere layık görmedim...

     Diğer bir çelişki antrenöner seçiminde gerçekleşti. Tolunay KAFKAS-Ertuğrul SAĞLAM ikilemi yetmiyormuş gibi birde bizi kümede bırakmayı başarmış Hikmet KARAMAN ismi birbirleriyle kıyasıya rekabet içine girdiler. Sonuca ulaşmak için herzaman bir kayserili gibi davranan ve bu şehrin bu takımın haklarını kendi kişilğinden önde tutan ve de tarihimizdeki ilk kupa başarısına ulaşmamızı sağlayan Tolunay KAFKAS'ı uygun gördüm... Adamlık mertebesi benim için daha geçerli gözüküyor.. 

    Altın karmanın ileri ucunu gol krallığı yaşamış Makukula-Gökhan, kanatlarını kaptanlık yapmış ve taraftarın çok sevdiği isimler olan Bülent-Topuz'a, yaratıcı oyuncu görevini bulgar milli olmuş Yordanov'a orta sahanın yükünü ise Ragıp başdağ'a teslim ediyorum. Savunmaya gelince solda Toledo ismi parlarken, sağ tarafı süratli ve hırslı yapısıyla Mehmet Eren dolduruyor. Savunmanın göbeğini Azeri milli takım kaptanı Sadigov'a ve Gana milli takım kaptanlığı yapmış asıl yeri orta saha olan Johnson'a bırakıyorum. Kaleyi Souleymanou'ya verirken zorlansam da, 2010 dünya kupasında Kameni'yi keserek Kamerun milli takımının kupadaki tüm maçlarında forma giymesi, 36 yaşında olmasına rağmen ne kadar büyük bir kaleci olduğunun ispatıdır bence.


GÜMÜŞ KARMA (T.D. ERTUĞRUL SAĞLAM)
    Gümüş karmanın saha dizilişinin gerçeklikten uzak olmasını saymazsanız, çok sempatik bir takım görünümünde. Yıpratıcı forvet İlgesias'ın arkasında Cangele, sağlarında kısa süreli sevgilimiz Balili, solda taklacı Aghahowa "daha ne olsun" dedirtecek cinsten. Bu kadroda sarı şeytan Fatih'e orta sahada savunmaya yönelik bir rol vermekten başka şansım yokken, orta sahanın gerçek liderliğini kamerun milli Saidou'ya veriyorum.

   Defans bloğunun sağında kiralık oyuncu çekişmesi yaşandı. 3 sezon sağ bek mevkisini kiralık oyuncularla doldurmaya çalışan Kayserispor'un ilk kiralık sağ beki olan Muhammed formayı , trabzon'dan gelen Tayfun Cora'dan ve galatasaray'dan gelen Uğur Uçardan almayı başarıyor. Sol kanatta biz kayserililerin içinde yara kalan Ergün Teber'e savunma zaafiyetine rağmen görev veriyorum. Defansın ortasında defalarca çek milli takımı formasını giymiş ve bizden gönderildikten sonra çek liginde yılın defans oyuncusu seçilmiş Brabec'e yanındaysa Tarsus İdman yurdundan Kayserispor'a gelmiş ,burada milli takıma kadar yükselmiş Aydın'a yer veriyorum.

     Kaleyi eski penaltıcımız olan, kurtardıklarından çok attıklarıyla aklımda kalan, Bulgar milli takımı file bekçisi İvankov devralıyor. Kayseriden  "ülkeme döneceğim" deyip ayrılan ve çok geçmeden Bursaspor'la lig bitmeden anlaştığı ortaya çıkan İvankov'un bu yaptığı üzücü de olsa, aldığı paranın hakkını verdiği ve bize kupayla veda ettiği için minnettarım.


BİDON KARMA (T.D. HÜSNÜ ÖZKARA)
     İnanın en zoru bidon 11'i belirlemekti. Çünkü yerli-yabancı bidonların sayısı oldukça fazlaydı. Fazlı ulusoy Malatyaspor'dan Mithat'la birlikte yerli yıldızlar olarak alınmıştı. Mithat sarı saçları ve ara sıra yaptığı güzel hareketlerle bidon karmasına girmekten son anda kurtulsa da, Fazlı kara kaşı, kara gözü ve kara bıyıklarıyla "gol umudu" olarak kadrodaki yerini aldı.
      Milan Puroviç ise Sporting Lizbon'dan 1 milyon euro bedelle kiralanmış, hava hakimiyeti süper, son vuruşları bitirici denmişti ki son maça kadar saolsun bu özelliklerinin hiç birini gösteremedi. İdman da kolunu kırdıktan sonra takım arkadaşı Koray Çölgeçen'e Puroviç nasıl bir oyuncu diye sormuş, Koray'dan da "yürüse iyi" cevabını almıştım.
     Sol açık OLAMAMA görevi tabiki Olembe'nin. Son yıllarda takımımıza gelen en kariyerli oyuncuydu. 17 yaşından önce dünya kupasında oynamış 8-10 futbolcudan biri olan Olembe'nin aklımda kalan tek hatırası, kadroya giremedigi bir maçta tribünde tesbih çekiyor olmasıydı.
      Mustafa Denizli'nin "İran'ın en teknik oyuncusu" diye nitelendirği Kavianpour, yarım sezon formamızı giymeye çalıştı. İntertoto maçlarında rol aldığı anlarda takımda kalıcı olamayacağı çok belli oluyordu. Kayserispor'un ilk İran'lı oyuncusu olması onu unutulmaz yapan tek şeydi.

    Kavianpour'la devre arası yollar ayrılınca, sezon başından beri eksikligi hissedilen "10 numara" mevkine Birezilya'nın İtuano takımından (ituano o zaman birazilya 2.liginde mücadele ediyordu) Eder alınıyordu. Kısa boyu, sempatik hareketleri ve hangi maçta olduğunu hatırlamadığım asisti gözümün önünde olsada, yarı sezonda hiç bir varlık gösteremedi. Ayrıca bu oyuncuyu gittiğinden beri FM oyununda ve çeşitli internet sitelerinde araştırmama ragmen bulamadımi, İnşallah hayattadır...
     Tam adı Matías Leonardo Escobar olan Arjantin'li ön liberomuz, imza töreninde siyah takım elbisesi ve siyah kıravati ile dikkatimi fena şekilde çekmişti. Hatta gelmiş geçmiş en karizmatik en yakışıklı futbolcumuz olduğunu düşünsemde, Kayserinin havasınımı yoksa suyunumu sevmedi anlayamamışken ülkesine geri döndü. Transferinin medya da yer bulmasından sonra bir abime "arjantinden escobar" diye bir futbolcu aldık demiş, karşılık olarakta "o nasıl isim lan mafya babası gibi, kesin abuk subuk bir takımdır Gimnasia La Plata falandır" diyerek farkında olmadan Escobar'ın bizdeki gelceğini görmüş gibiydi.
    Sol bekte Macar milli takımının oyuncusu olan Zoltan Peto, macar salamından sonra kayseri sucuğunu begenmemiş olacak ki takımıza katkı sağlayamadan geldiği gibi sessiz sedasız ortadan kayboldu. Sol bek ve stoper oynayabilen oyuncu her nedense iki mevkide de hatalardan oluşan bir seramoni sunup bidon 11'deki yerini almayı başardı.
    Marcelo Mendez kıvrcık saçları ve hantal yapısıyla bir sezon ekmegimizi yiyip, bol bol kayseri park'ta gezip bir nevi turistlik gezi yapıp şehirden ayrıldı.
    Osman Özköylü Hüsnü Özkara tarafından Kayserispor'a getirilmişti. İlk maç eski takımı Trabzonspor'un yıldızı Yattara'nın karşısında ayakta duramayarak taraftarın tepkisini çekince, 3-0 biten maçın ardından "taraftar benden ne istedi anlamadım" diyerek buradaki günlerinin sayılı olduğunu belli etmişti.
    Ne savunması ne hücumu olan "ben çıksam daha iyi oynarım" deyimine tam olarak uyan sag bek işgalcisi Durmuş Bayram tabiki bu kadroda olamyı sonuna kadar haketti.
    Milli takım formasını nasıl ve hangi ara giydiği belli olmayan Metin Aktaş, Puma sponsorluğunda geçen 2004-2005 sezonu boyunca Nike markalı milli takım formasıyla maçlara çıktı. Bu konudaki yönetim ayıbını da siz değerli çaman ekmek takipçilerine bırakıyorum. Ayrıca metinin kötü performansından bahsetmiyorum bile.
    Kayseripor'un başında 2 altın puan toplayarak kovulan Hüsnü Özkara, bu takımın emanet edileceği yegane ve tek isimdir. Takım emin ellerde...

YARDIMLARINDAN DOLAYI SAYIN GENÇ OSMAN İLHAN'A TEŞEKKÜRÜ BİR BORÇ BİLİRİM.

3 yorum:

  1. Süper olmuş. Eline sağlık Mustafa. Osman Baba'ya da katkılarından ötürü teşekkürlerimizi sunarız.

    Koltuk Generali

    YanıtlaSil
  2. Yeni okuyorum yazını, Bu bidon 11'i çok beğendim, o kadro gelmez bir daha Mustafa ;)

    F.D.

    YanıtlaSil