31 Temmuz 2010 Cumartesi
GİDENLERİN ARDINDAN 2005-2006
SOL BAŞ ARKA TARAFTAN İTBAREN
GÖKHAN ÜNAL:Kayserispor'daki başarılı performansını zaten anlatmaya pek gerek yok. 2008-2009 sezonunda tranfer olduğu trabzonspor'da 15 gol atarak beklentilerin altında kaldı. Geçen sezon ise devre arası fenerbahçeye transfer oldu. Toplamda 23 maç sahadaydı ve 7 gol atabildi. "erciyes tilkisi" ne karadeniz de ne de boğazda Kayserispor'daki görkemli günlerini yakalayamadı. Bu sezonda yine semih ve alınacak olan yabancı forvetin gölgesinde kalacağı gün gibi açık. Ben artık Gökhan'ın yuvasına geri geleceği günü bekliyorum.
AYDIN TOSCALİ:Bu sezon kayserispor'dan ayrılan Aydın için henüz iyi yada kötü bir değerlendirme yapmam güç ama Aydın'ı gerek canlı gerek tv'den izlediğim maçlarda hantal bir yapıya sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Lakin ankaragücün oynayacağı futbol hücum olursa defans öne kurulursa Aydın ağır kalır ve "çok sabırlı" ankaragücü taraftarının diline düşer.
KAMBER ARSLAN:Esasen içimizden biri olan Kamber'i eleştirmeyi pek sevmesemde şuan Erciyesspor'da olmasından ve süperligte yer alamaması onun durumunun en net göstergesidir. 2008-2009 sezonu başında Erciyesspor'a gönderilen Kamber o sezonun devre arasında Antalyaspor'a transfer olmuştu. Aslında bu onun için gayet güzel bir şanstı ama Şifo Mehmet'in gözüne giremedi ve sezon sonu serbest bırakıldı. Yarım sezon hiç bir takımda oynamayan kamber geçen sezon devre arası erciyese tekrar geldi. Erciyespor'da ne yapar nasıl bir oyun sergiler bilemeyiz ama uzun bir süre süperlig yüzü göremeyecek gibi görünüyor.
MEHMET TOPUZ: "halaoğlumuz, gururumuz, biricik kaptanımız vs vs" son on yılın en ilginç transfer olayıyla fenerbahçe'ye giden futbolcu. İstatistik ve karizma olarak Kayserispor'daki günlerini mumla aradı. Belki de giderken Kayseri halkına kayserispor taraftarlarına bir teşekkür etmemesi, beddua ya kadar varan sitemler alması, bu performansında rol oynamıştır kimbilir. Bu sezon ne yapar orası da ayrı bir muallak. Çünkü Kayserispor da sakatlık nedir bilmeyen, biyonik adam istanbul'un nemine rutubetine dayanamayıp sürekli sakatlar listesinde yer alıyor. eee erciyesin ayazından sonra istanbul'un "yumuşak" havasını soluyan topuzda yumuşadı anlaşılan...
MUAHMMED HANİFİ YOLDAŞ: 2005-2006 sezonunda kiralık olarak formamızı giyen bu yağız delikanlı; 3 numara saç tıraşıyla sag savunmacı rolünde kayserispor'da tanınmıştı. Ankaraspor'da doğru dürüst forma şansı bulamazken, Ertuğrul Sağlam'dan formayı almıştı. Çok parlaktı, harikaydı diyemem ama şuan ki halinden daha iyi bir durumdaydı. Ankaraspor-Ankaragücü birleşmesinden sonra hangi takımda futbol oynayacağı hala belli değil. İçten mücadelesini tekrar yansıtsa bile ne kadar üst seviyede futbol oynayabilecek bekleyip göreceğiz.
DİMİTAR İVANKOV: 3yıl kalemizi koruduktan sonra hayli garip bir şekilde bursapor'un yolunu tuttu. Şampiyon olan takımın kalecisidir, bulgar milli takımının kalecisidir lakin çok abartılacak bir kaleci değildir. Nedeni ise yan toplara hakim bir kaleci olamamasıdır ve ağırlığından kayanaklı yaptığı akılalmaz hatalardır. Yine de şuana kadar ki en iyi Türkiye performansını Kayserispor kupa zaferinde ve bursanın şampiyonluk sezonunda gösterdiğini belirtmek gerekir.
ALEX YORDANOV: Gidişine en çok üzüldüğüm ve zamansız gitti dediğim furbolcudur. Kocaelispor'la başlayan türkiye kariyeri istanbulspor ve kayseripor'la devam ettikten sonra ankaragücü ve konyaspor'la noktalandı. 1 yıl kadar ülkesinde farklı takımlarla idmana çıktıktan sonra geçen yıl cherno more varna'da futbola döndü. Bu yıl ise levski sofya'da kariyerinin son demlerini yaşıyor. ALEX YORDANOV deyince benim aklıma verdiği akıllı paslar ve kayserispor'dan ayrılırken ki gözleri yaşlı bir şekilde "antrenör böyle karar vermiş, ben ayrılmak istemiyordum" cümlesi geliyor. Hamed Kavianpour için Ertuğrul Sağlam tarafından gözden çıkarıldığıda unutulmamalıdır. O da ayrılan diğer futbolcuların çoğu gibi kayserispor'daki performansından uzak bir şekilde futbol oynamaya devam etmektedir.
ERGÜN TEBER:Yine içimizden biri olan ergün, Hikmet Karaman'ın genç yaşta takıma monte ettiği güzide sol bekimizdi. Savunması hayli zayıf ve kendine özgüveni eksik olmasa şuan türkiye'nin bir numaralı sol geri oyuncusu olabilirdi. "Toledo'nun arkasında yedek kalmam" sözleri üzerine sakaryaspor'a gitti ve forma şansı bulsada sezon sonu takımı küme düştü. Ardından Erciyessporla küme düşme hüznü yaşadıktan sonra Çaykur Rizespor'da da aynı hüznü terkrar yaşadı. Küme düşmekten sıkılmış olsa gerek bir sezon gençlerbirliği'nde forma giydi. kırmızı-siyahlı ekiple kayserispor arasında oynanan fortis kupasının finalinde penaltı atışlarında vuruşu kaçırıp kupayı bizim almamızda önemli "katkı sağladı"( mehmet çakır'ın kullanması planlanan penaltıyı ipimizi çekmek için o kulandı ama kendi ipini çekti ). Zaten kayserispor'a en faydalı icraatı galatasaray maçında gökhan ünal'a 2 asist yaparak gökhan'ı tanıtması ve bursa da oynanan maçta lehimize penaltı kaçırmasıydı. Gençlerden sonra Kocaelispor'a giden ergün 2-3 maçta yine asist yapıp hücum özelliklerini bir parça sergiledi. Kocaelide çıplak gözle izleme fırsatı bulduğum maçlarda takıma yaptığı katkı fena olmasa da Ergün'ün makus talihi olan küme düşmek Kocaelide'de yakasını bırakmadı. Son olarak Kasımpaşa'ya giden ergün herkesi şaşırtarak küme düşmedi, hatta kayserispor'da ki formuna benzer bir grafik çizdi. Bakalım Turkcell Süper Lig de kalıcı olabiliecek mi?
RAGIP BAŞDAĞ:04-05 sezonunda ligin alex'le beraber en değerli oyuncusu şeçildiği sakaryaspor'dan galatasaray'ın kadrosuna dahil edildi. Hazırlık kampını galatasaray'la geçiren ragıp, erick gerets'in gönderilsin talimatıyla kayserispor'a geldi. 3,5 yıl formamızı terleten ragıp bizim gibi ortanın üstü takımlar için ideal bir oyuncu olduğunu kanıtladı. 2 yıl ertugrul 1.5 yıl Tolunay hoca zamanında takımdaki yerini aldı. Tolunay hocanın saidou ile iyi bir ikili yaratmasına karşın, hücumu destekleme ve yaratıcılıkta doğuştan yetersiz kalması takımdaki geleceğinin sorgulanmasına sebep oldu. Geçen sezon es-es ile anlaşan ve artık tercübeli futbolcu statüsünde olan ragıp burada da kalıcı olamadı ve yeni sezonda Bucaspor'la anlaştı. Ragıp deyince de benim aklıma az alkmaar rövanş maçında durum 1-0 lehimizeyken, kaleciyle karşı karşıya yanında gökhan ünal varken topu kaleyeye vurarak direğe nişanlaması geliyor. Belki o golu atsa yada attırsa Az Alkmaar'ı eleyebilirdik. Bülent uygun'un yönetimindeki bucaspor'da nasıl bir grafik çizecek bekleyip göreceğiz.
İLHAN PARLAK:Bu kadar futbolcu içinden takımdan ayrıldıktan sonra hiç birşey yapamayan tek futbolcumuz maalesef İlhan Parlak. Kayserispor'a geldiği dönemden beri yakından tanıdığım İlhan, tüm taraftarın sevdiği genç yeteneğimizken şuan fenerde tutunamayan, ankaraspor'a gidip birleşme sonucu ankaragücü'ne geçen, son 3 yılda başarı karnesine hiç bir artı ekleyemeyen golcü görünümünde. Umarım karabükspor'da doğduğu şehrin takımında yapamadığı patlamayı yapar.
SAMUEL JOHNSON: Cümleme başlarken O'nu çok özleğimi belirtmek isterim. Kasseria'nın önünden her geçtiğimde, özellikle de köşedeki Mc Donalds'ta otururken hep bir yerden çıkacağı hissine kapılırım. Gaziantep'te parladıktan sonra Fenerbahçe'ye transfer olup şampiyonlar liginde ve süper ligte formayı sırıtından çıkarmayan oyuncuydu. Galatasay maçında frikikten gol atarak fenerlilerin yüzünü güldürürken, golün oluş biçimide tüm Türkiye'yi güldürmüştü. Fenerbahçe'den gerisin geri Gaziantep'e gelen johnson 1 yıl eski kulübünde oynadıktan sonra kayserispor'a transfer oldu ve kariyerini erciyesin eteklerinde noktaladı. Daha sonra ülkesi Gana'da adını hatırlayamadığım bir kulüpte yardımcı antrenörlük görevine başladı. Kayserispor taraftarının maçtan önce "coni baba'yı" çagırıp yumruk şov yaptırdıktan sonra "bir şarkısın sen ömür boyu süreceeeek" tezehüratı beni çok hüzünlendirirdi...
Etiketler:
alex yordanov,
aydın toscalı,
bulgaria,
dimitar ivankov,
ergün teber,
gana,
gökhan ünal,
ilhan parlak,
kamber arslan,
mc donalts,
mehmet topuz,
muhammed hanefi yoldaş,
ragıp başdağ,
samuel johnson
14 Temmuz 2010 Çarşamba
YENİ TAMER GÜNEY'LER LAZIM!
Yaklaşık 40 sene evvel Tamer Güney'in sölediği gibi "kayserispor'un 3 eksiği şans,orta saha ve yönetim" iken şuan ise tek eksik yönetim gibi görünüyor. Taraftarın stadyumdaki varlığından, koluna yapışan kene kadar nefret eden "çok degerli" yönetimimiz en ufak fırsatta bulunca "taraftar maça gelmiyor, taraftar ilgisiz" demekten çekinmiyor.
2010 kombine bilet fiyatları kale arkası 200tl maraton 500tl olarak ilan edildi!!! Geçen yılda bu fiyatlarla satılan kombineler elde kalmış yada belediye ve istikbal yandaş, yalak ve sallabaşlarına el altından dağıtılmış bir başka değişle peşkeş çekilmişti! Her sene belediye başkanı mehmet özhaseki tarafından klasik olarak yapılan ve yine ulusal medyanın abartarak anlattığı "1tl ye bilet, kuru pasta ikramı, içecekte dahil" gibi içi boş göz boyamalarla kendi reklamını yapıp Kadir Has Stad'ını "sosyete pazarı" gibi göstermişti!
Kayseri'nin sosyo ekonomik ve kültürel yapısını düşününce bu fiyatın fazla olduğunu, bu yazıyı okuma zahmeti gösteren herkes zaten bilir. Fakat siz birde yukardaki 2 faktörün yanına bir de bu şehirde "3büyük" denilen takımların ne kadar sevildiğini eklerseniz kimse 200tl'ye kombine almaz alamaz. Nüfusu 1 milyona yaklaşan belkide geçen koca şehirde, sadece kayserispor'u tutan 10 bin kişi ancak bulursunuz. Bunlarında 8 binini şuan tuşlara basarak kendince bir mücadele yaptıgını sanan, benim gibi orta halli yada fakir kesim oluşturmakta. 17 maç için kadir has'a gidecek bir Kayserispor'lu ögrenciyse en az 1 tl gidiş 1 tl dönüş 2 tl ekstra masraf yapacak ögrenci degilse, bu tutar 4 tl olacak. Yediği içtiği, kuyrukta bekleği, takımın kötü oynamasından duyacağı ruhsal rahatsızlığı hesaba katmıyorum bile!
Diyeceğim o ki; siz değerli yönetim benim bu yazıyı yazıp bir blog da paylaştığımdan bir haber yine bildiğinizi okuyacak ve yine kendi menfaatleriniz için kayserisporu hiçe sayacaksınız ve bende yine paşa paşa o takımı izlemek için her türlü cefayı cekip maça gideceğim. Ben kendi adıma değil de bizden sonra sömürmek ve süründürmek istediginiz nesil için üzülüp kendimce birkaç kelam ettim ama unutmayın ki siz böyle yaptıkça bu şehir de doğan ve yetişen her genç istanbul takımlarını destekleyecek.
VE VE VE ben sizin umursamazlığınız yüzünden "3 büyüğe" köle olup sizinde yılda 3 maç sömüreceğiniz o gençlerin her birinden nefret ederek bu şehirde yaşamaya devam edeceğim.
not: eğer yönetimimiz birazcık taraftarına önem verse, lisanslı ürünlerimiz satılsa (store), transfer bütçemiz aldığımız sattığımız oyuncuların parası açıklansa, takımla kent bütünleştirilmeye çalışılsa... Hepsini geçtim kadir has arenaya bir kayserispor logosu konsa, bırakın 200ü, 500ü, 1ooo tl verip stada yine atkımla formamla koşarım...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)